Artvin Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü İnsan sağlığı açısından hala önemini koruyan Şarbon Hastalığının ilimiz Artvin 'de, Şavşat, Ardanuç, Borçka ve Yusufeli İlçelerinin bazı köylerinde de görülme ihtimalinin olduğunu ifadesine yer verildi.
Tarım Müdürlüğünün Nisan Mayıs Haziran aylarını kapsayan tarım bülteninde konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler eyer verildi:
"Halk arasında Şarbon hastalığı olarak bilinen Anthrax hastalığı, gelişmiş ülkelerde çok fazla görülmemekle birlikte, Ülkemizde ve Asya, Güney Amerika ve Afrika ülkelerinde enzootik olarak hala görülmeye devam etmektedir. İnsan sağlığı açısından hala önemini koruyan bu hastalık, İlimiz Artvin 'de, Şavşat, Ardanuç, Borçka ve Yusufeli İlçelerinin bazı köylerinde de görülmektedir.
Asıl hayvan hastalığı olan Şarbon insanlara da bulaşmakta olup, zoonoz bir hastalıktır. Kolay bulaşması ve gerek insanlarda, gerekse hayvanlarda öldürücü etkiye sahip olması nedeniyle, Şarbon mikrobu savaşlarda biyolojik silah olarak da kullanılmaktadır.
Hastalık hayvanlara, daha çok bulaşık ot, kök veya hayvan yemleri ile mikropların ağızdan alınması sonucu bulaşmaktadır. Şarbon hastalığından ölmüş ve usulüne uygun gömülmeden ortalıkta bırakılmış kadavralara konan sineklerin veya bu ölen hayvanın etini yiyerek dışkısıyla doğayı, merayı kirleten etçil hayvan ya da yabani kanatlılarında, mera, kışlak, yaylak, otlak alanlarını ve dolayısıyla toprak ve suyu kontamine etmesi, hastalığın yayılmasında en önemli faktördür. Ayrıca olası kontamine etlerden hazırlanan et ve kemik unu gibi yem ve yem katkı maddeleri de bir diğer bulaşma kaynağıdır. Bulaşık dokularla direkt temas sonucu deri yolu ile de bulaşma söz konusudur.
Şarbon her mevsim görülmekle birlikte, daha ziyade sıcak yaz aylarında ve şiddetli yağış, su baskınları ve kuraklık gibi olumsuz iklim ve hava koşullarında, görülme sıklığı artmaktadır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada olguların % 89'unun, yaz ve son bahar aylarında görüldüğü saptanmıştır. İlimizde de genellikle, yaz ve sonbahar aylarında görülmektedir. Tabii ki, bunun asıl nedeni de, bulaşık mera ve yaylak alanları ile bilinçsizce yapılan kaçak hayvan hareketleridir. Bu duruma özellikle dikkat edilmeli ve şüpheli vakalar mutlaka İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerine bildirilmelidir.
Hastalık hayvanlarda, genellikle çok hızlı seyretmekte olup, yakalanan hayvanlar titreme, yere yığılma ve çırpınma hareketleri ile kısa sürede ölmektedir. Yavaş seyreden vakalarda ise 41-42 C dereceye varan yüksek ateş, iştahın azalması, titreme, durgunluk, tüylerde ürperme, mukozalarda hiperemi ve kanamalar, önce kabızlık sonra kanlı ishal, kanlı idrar, gebelerde yavru atma ve solunum güçlüğü belirtileri görülmekte olup ölümle sonuçlanmaktadır. Ölen hayvanlarda ölüm katılığı şekillenmez, kısa sürede ağız, burun ve makattan pıhtılaşmayan koyu katran renginde kan akıntısı gelir. Otopsi yapılamaz. Ancak karın açılması halinde dalakta büyüme, iç organlarda kanamalar görülür ve kan pıhtılaşmaz ve çabuk kokuşma olur. Şarbondan ölen hayvanlar mutlaka veteriner kontrolünde usulüne göre yakılarak veya gömülerek açılmadan imha edilmelidir.
-Hastalığın İnsanlara Bulaşması ve İnsanlardaki Seyri:
Şarbonun insandan insana bulaşması çok nadir görülen bir durumdur. Genellikle insanlara hayvanlardan bulaşır. Bulaşma şekline ıgöre de farklı bir seyir takip eder ve farklı şekilde de isimlendirilir. Hastalığın insandan insana bulaşması henüz görülmemiş olmakla birlikte hastalığa yakalanmış bir kişinin kanının bir başka kişiye nakli veya bu nakil esnasında bulaşık iynenin batması ve dolayısıyla hasta kişinin kanıyla doğrudan temasla (açık yaralara) bulaşma söz konusu olabilir. Kuluçka süresi 2-7 gün arasındadır. Hastalık; deri, sindirim | sistemi, solunum sistemi yoluyla bulaşabilmektedir.
-İnsanlarda En Çok Kimlerde Görülür?
Hastalık herkes de görülmekle birlikte, risk grubunda, alakası I nedeniyle hayvancılıkla uğraşanlar, çobanlar, kasaplar, deri yün endüstrisinde çalışanlar, veteriner sağlık teknisyenleri ve teknikerleri ile |veteriner hekimler yer almaktadır.
-Şarbon Hastalığından Korunma ve Tedavi:
Hastalık erken teşhis edilip tedaviye başlanması halinde, yüksek dozda uygulanan kristal penisilin ve streptomisin ile tedavi [edilebilmektedir. Bunun dışında diğer bazı antibiyotikler de tedavide [kullanılabilmektedir. Tedavinin gerçekleşebilmesi için de, en kısa süre liçerisinde bir sağlık kuruluşuma başvurulmalıdır. Aksi takdirde tedavi için geç kalınabilir.Tedavi insanlar için uygulanmakta olup hayvanlar için |tavsiye edilmemektedir.
Hasta veya hastalıktan şüpheli hayvanlar tazminatsız olarak imha edilmektedir. Sağlıklı hayvanlara ise aşı yapılmaktadır. Mihrak alanlarında mikrobun spor haline geçmesi ve uzun süre doğada her şartta varlığını sürdürmesi nedeniyle 5 yıl süreyle üst üste hayvanlara aşılama yapılması gerekmektedir. Aşı yaklaşık 1 yıl bağışıklık sağlamaktadır. Aşı hastalıktan korunmak için tercih edilen en önemli yoldur".